BALIĞI KURTARMAK
İnsanlık balık neslini tüketme yarışı içinde. Biz birinciliği
kimselere bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ama bu akışı geri
çevirmek için uğraş verenler de var.
Moda koyu kıyısındaki parkta bir kadın, elinde bir naylon
poşet, içinde bir balık, bir karış var, yok. Kıyıyı korumak için doldurulmuş
kayalardan güç bela aşağı inip denize yaklaşıyor ve poşetteki balığı denize
atıyor.
Parktaki çöp kutularında yiyecek arayan martı sürüsü, birden
denize hücum ediyor. Kadın yerden taş alıp martıları uzaklaştırmak için denize
atmaya başlıyor. Ne olup bittiğine akıl erdiremiyoruz.
Kadın, balığın kurtulduğuna kanaat getirmiş olmalı k,i iç
huzuruyla kayalardan geri çıkıyor. Karşısında bizi görünce açıklama yapmak
zorunda kalıyor:
“Yürüyüş yapıyordum. Birden gökten bir balık düştü,
canlıydı. Ardında da martılar vardı. Onu denize iade ettim”.
Ünlü denizyıldızı hikâyesini anımsıyorum. Bir tanesini
kurtarmak bile doğanın yaralarını onarmak için bir katkıdır diye düşünenlerin
anlattığı.
Balığı martıdan korumak güzel de, denizleri terk etmek
zorunda kalıp artık neredeyse bir kara kuşu haline gelen martıyı kim koruyacak.
Hikayenin devamı şöyle olabilir:
Kadın yürüyüşünü Kadıköy çarşısına dek sürdürüp, leğende
oynayan istavritlerden iki kilo alır. Evin önündeki arabanın üzerinde nöbet tutan
martıya da bir tane verir. Gerisini akşam yemeğinde ailece afiyetle yerler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder